Walky Talky Party: Aynı Yıldızın Altında - The Fault In Our Stars

"Küçük sonsuzumuz için sana ne kadar teşekkür etsem az . Yaşadıklarımızı hiçbir şeye değişmem . Sayılı günler içinde bana bir sonsuzluk verdin ve bunun için sana müteşekkirim."

Merhaba :)

Aylardır hiç susmayan tek bir whatsapp grubum var o da Walky Talky Party :)

Grup üyeleri ise candan blogger arkadaşlarım Kitap ve Güzellik blogu sahibi Hazal, Tek Aşk A blogu yazarı Bengü, Hayatın İçinden blogundan Elif ve Kardelen Blog sahibi Kübra ve ben :)

Aylar önce birbirimizi kilo verme konusunda gaza getirmek için kurulan grup, ilerleyen zamanlarda güzel arkadaşlıklara vesile oldu. Artık her türlü sorunumuzu, sıkıntımızı, sevincimizi paylaştıgımız bir ortam haline geldi. 

Bugün de saat 17:00 civarında içimizden birileri motivasyon kaybına uğramıştı, mutsuzdu, "birşeyler yapmalı" dedik ve "bu aksam hep birlikte bir film yorumlayalım bloglarımızda" diyerek hızlı bir karar verdik :) iyi organize olduk bence. İşte bunu sadece iyi arkadaşlar başarabilir ;)

Bu grubun ilk postu için Aynı Yıldızın Altında filmini seçtik. Filmde 2 kanserli gencin hikayesi anlatılıyor. 

Josh Boone’un yönetmenliğini yaptıgı film, John Green’in romanından uyarlanmış. Filmin başrolleri ise Shailene Woodley ve Ansel Elgort. 2 saat 5 dk süren film ABD yapımı.

"16 yaşındaki Hazel üç yıldır tiroid kanseriyle boğuşmaktadır ve kanser akciğerlerine de sıçradığı için yanında bir oksijen tüpüyle gezmektedir. Kanserli hastalar için oluşturulan destek grubunun bir terapi seansı esnasında Augustus isimli bir gençle tanışır. Augustus da beyin tümörüyle savaşmış ve bu yolda bir bacağını kaybetmiştir. İkili birlikte zaman geçirdikçe birbirlerine aşık olurlar. "

"Acı hissedilmeyi talep eder."

Hazel ve Gus birbirine aşık oluyorlar ama hastalar. Yakın zamanda birisi ölecek. Kulağa sinemanın klasikleşmiş aşk ve ölüm teması gibi geliyor, değil mi? Aslına bakarsanız öyle. Ama oyuncular ve hikaye o kadar samimi ki baymadı beni. 

Tam burada fragmanı izlemeniz iyi olacak bence.

Film oldukça gerçekçi. Hazel ve Gus hastalıkları, zayıflıkları ve ölümle dalga geçebilecek kadar olgunlar. Konusu itibariyle acıklı ve duygusal bir film ama zaman zaman oldukça komik, yüzünüzü güldürürken içinizi ısıtan diyaloglar da yok değil. Özellikle iki aşığın mesajlaşmasını ekrandaki balonlardan okumak beni niyeyse çok mutlu etti :)

"tamam?" "tamam." ise onların sonsuza kadarıydı ve filme hayran bırakacak derecede romantikti :)

"Seni öldürecek şeyi tam olarak dudaklarının arasına koyuyorsun, ama onun seni öldürmesine izin vermiyorsun."

Bu Gus'un metaforuydu. 

"İncinip incinmeyeceğini seçemezsin bu dünyada, ama seni kimin inciteceğini seçebilirsin."

Bence çok mantıgı olmayan bir cümle, bana göre değil yani. İncinip incinmeyeceğini sen belirleyebilirsin :) 

Hazel "ben bir el bombasıyım, sonunda patlayacağım ve çevremdekileri inciteceğim." gibi birşey söylemişti, ardından Gus bu cümleyi kurmuştu diye hatırlıyorum, umarım doğrudur :)

Ben bu filmi 2 hafta önce falan izledim ve baya duygusal bir günümdeydim. İzlerken ağlamadım ama filmin sonunu o gün izleyemedim, son partı ertesi gün kendime geldiğimde izledim. Görmeye yüreğim dayanmazdı. Ki o gece ben cidden iyi değildim, yine bu grubun üyeleri çok iyi bilir bunu :) 

"Bazı sonsuzlar diğer sonsuzlardan daha büyüktür."

0 ile 2 arasındaki sonsuz, 0 ile 1 arasındaki sonsuzdan daha büyük sonuçta :)

Kitaptan uyarlanan bir film bu ve ben kitabını okumadım, o yüzden karşılaştırma yapamayacağım. Ama film şahaneydi bunu söylemeliyim. Aşk, ölüm, fedakarlık, sevgi ve olgunluk gibi pek çok insani duyguya ve eyleme yer verilmiş gerçekçi bir film. Öyle ergen bozması aşk filmlerinden değil bence, tamam çok bir derinliği olan bir film de değil ama, hoş, insanın içine işliyor, izleyiniz :)

 WTP'nin diğer üyeleri ne demişler, okuyunuz;

Hayatın İçinden

Kardelen Blog

Kitap ve Güzellik

Tek Aşk A

Sen film hakkında ne düşünüyorsun?

Yorumlamamızı istediğin ve ya "kesinlikle izleyin" dediğin film var mı?

Sevgilerimle

<3