Küçük Prens - Favori Kitaplarım #1

Merhaba :)

Geçen hafta bloga eklediğim ankette, şu anda en çok film-kitap önerisi oy almış, ben de en sevdiğim, bir çok kez okudugum ve herkesin okuması gerektiğini düşündüğüm Küçük Prens'e öncelik vermek istedim.. Ankete yan taraftan ulaşabilirsiniz ve oylarsanız çok sevinirim, bana da yol göstermiş olursunuz bi yerde :)

Küçük Prens Fransızcada Le Petit Prince anlamına gelir ve Fransız yazar Antoine de Saint-Exupéry tarafından 1943'te yazılmıştır (adamın adını hala ezberleyemedim). Bugüne kadar, 250’den fazla dile çevrilmiş, 140 milyondan fazla satılmış ve 11 kez filmi çekilmiş. Ben hiç filmini izlemedim ama en kısa zamanda izlerim sanırım..

Kitabın adı bir astreoite verilmiş ve dünyanın farklı köşelerinde “Küçük Prens” müzeleri varmış. Japonya’nın Hakone şehrindeki müzede kitaptaki çizimlerin heykelleri bulunuyor ve Güney Kore’nin Gyeonggi-do kentindeki “Küçük Prens” temalı köyün ise yüz binlerce ziyaretçisi varmış.. Gitmek istedim :)

Kitapta Küçük Prensin gözünden büyüklerin gereksiz kuralları ve saçma dünyası anlatılır. Okudukça farkına varacaksınız ne gereksiz seylere önem verdiğinizi ya da farkında olduklarınızın üstüne tekrar tekrar düşüneceksiniz, çünkü öyle böyle sermiyor gözler önüne ne kadar basit hatalar yaptığımızı.. Ben bu kitapla 2011 yılında tanıştım sanırım, çocuk kitabı sanıyordum, değilmiş, büyüklerin rehber kitabı olmalıymış ;)

En sevdiğim cümleleri alıntıladım sizin için;

"Büyükler hiçbirşeyi tek başlarına anlayamıyorlar, onlara durmadan açıklamalar yapmak da çocuklar için sıkıcı oluyor doğrusu." (sf: 9)

"Büyükler sayılara bayılırlar. Tutalım, onlara yeni edindiğiniz bir arkadaştan söz açtınız, asıl sorulacak şeyleri sormazlar. Sesi nasılmış, hangi oyunları severmiş, kelebek biriktirir miymiş, sormazlar bile. Kaç yaşında, derler, Kaç kardeşi var? Kaç kilo? Babası kaç para kazanıyor? Bu türlü bilgilerle onu tanıdıklarını sanırlar.
Deseniz ki: "Kırmızı kiremitli, güzel bir ev gördüm. Pencerelerde saksılar, çatısında kumrular vardı". Bir türlü gözlerinin önüne getiremezler bu evi. Ama "yüzbin liralık bir ev gördüm" deyin, bakın nasıl: "Aman ne güzel ev" diye haykıracaklardır." (sf: 22)

"Ne kavranılmaz bir yer şu gözyaşı ülkesi". (sf: 36)

"Kendini yargılamak başkalarını yargılamaktan daha güçtür. Kendini yargılamayı başarabilirsen gerçek bir bilgesin demektir" (sf: 51)

"İnsanların tanımaya ayıracak zamanları yok artık. Aldıklarını hazır alıyorlar dükkanlardan. Ama dost satan dükkanlar olmadığı için dostsuz kalıyorlar". (sf: 85)

"Gülünü bunca önemli kılan, uğrunda harcadığın zamandır." (sf: 89)

"İnsanlar hızlı trenlere biniyorlar, ama ne aradıklarını bildikleri yok. Koşuyor, heyecanlanıyor, dönüp duruyorlar. Buınca çabaya değse bari..." (sf: 95)

"Sizin dünyadaki insanlar, bir bahçede beş bin gül yetiştiriyorlar; yine de aradıklarını bulamıyorlar... Oysa aradıkları, tek bir gülde, bir damla suda bulunabilir." (sf: 96)

"Birinin sizi evcilleştirmesine izin verirseniz, gözyaşlarını da hesaba katmalısınız." (sf: 100) (en sevdiğim)



Kitabı okumak isterseniz, buraya buyrun..

Siz okudunuz mu Küçük Prensi ya da okumak istiyor musunuz artık? :)

<3